SÖMÜRGECİLİK DÖNEMLERİ

Tarihte sömürge kurmak, büyük toprak sahibi olmak, büyük devlet olmanın temel şartı olarak görülmüştür. Endüstrinin gelişmesi, nüfus artışı, hammadde kaynaklarına ve mamûl eşyanın sürülmesi için pazarlara olan ihtiyaç olunması, Avrupa dışına taşıma zorunluluğunu göstermiştir. İlkin Fransa’da başlayan yeni bir sömürge imparatorluğu girişimi, bir ateşli hastalık gibi diğer Avrupa memleketlerine bulaşmıştır. Sömürgeciliğin kanlı tarihinin perdesini aralayan özel dosya haberimiz.

SÖMÜRGECİLİK DÖNEMLERİ

Tarihçiler, genelde Avrupa, özelde ise İngiltere’nin sömürgecilik anlayışını üç tarihsel döneme ayırırlar;

1. Dönem; 17. yüzyılın sonlarından 19. yüzyılın başlarına kadar devam eder ve Eski ya da Kolonyal Sömürgecilik olarak adlandırılır. Merkantilism ve Amerika kıtası başta olmak üzere Yenidünya’nın sömürge kolonisi haline getirilmesi süreci, bu dönemi en iyi şekilde karakterize eder.

2. Dönem; 1830’lardan 1880’lere kadar devam eder ve Serbest Ticaret Sömürgeciliği olarak isimlendirilir. Başta İngiltere olmak üzere sömürgeci devletler; Osmanlı, Çin ve İran gibi geri kalmış ve sanayileşmemiş devletleri, ekonomik bakımdan sömürge haline getirmesi süreci, bu dönemi en iyi şekilde karakterize eder.

3. Dönem; 1880’lerden 1940 lı yıllara kadar devam eder ve Yeni Sömürgecilik olarak adlandırılır. Ekonomik olarak sömürge haline getirilen ülkelerin bir süre sonra da siyasî olarak kontrol altına alınıp, ilhak edilmesi süreci, bu dönemi en iyi şekilde karakterize eder.

Kapitalizmin üç büyük dönemine (sermayenin birikimi, rekabet kapitalizmi, tekelci kapitalizm) kolonizasyonun üç merhalesi tekabül eder. İlk dönemde, Avrupalı feodallerin ve bezirgânların kolonyal siyaseti hâkimdir.

Kolonyalizm, şöyle özetlenebilir; daha zayıf milletlerin altın ve gümüşlerine el koymak ve başka ülkelerden egzotik maddelerin benzerini temin etmek temel amaçlardır. Bunun için o ülkelerde ticarethaneler kurmak kâfidir. İkinci dönemde, kolonyal teşebbüslerin amacı, en ileri Avrupa ülkelerinin ihtiyacı olan maddeleri deniz aşırı ülkelerde üretmek, kendi mamul maddeleri ve fazla tarım ürünleri için pazar bulmak, nüfus fazlasını boşaltacak topraklar elde etmek ve daha sonra da sanayileri için gerekli ham madde kaynaklarını sağlamaktır. Üçüncü dönemde, kolonyal teşebbüslerin hedefi, yukarıdakilerden başka, on dokuzuncu asır sonundan itibaren sanayi Avrupa’sında kullanılabilir sermaye için ihraç bölgeleri sağlamaktır.

Sömürgeciliğin eski şekliyle, kolonyalizm olarak görüldüğü zaman şöyle bir tanım ortaya çıkmaktadır: Yabancı bir azınlığın yerli çoğunluğa zorla kabul ettirdiği hâkimiyettir. Yani bir kavmin başka bir kavme ait toprakları onun rızası olmadan işgal etmesi ve kendi yararına sömürmesidir. Kolonilere sahip olmak ve onları işletmek bu sermayelere yüksek kârlar sağlayacaktı. Böylece, dünyanın işgali tamamlanmış olur.

UHA Haber Merkezi - ÖZKAN KARACA

BELEDİYELER

EKONOMİ